SPORVİTRİNİ kendini tepeden tırnağa yenilemiş. Logosuyla, sunumuyla ve vitrine sunduğu yeni muhabir ve yazar kadrosuyla. Renkli ve çeşitli haber içeriği ile sporseverle...
SPORVİTRİNİ kendini tepeden tırnağa yenilemiş. Logosuyla, sunumuyla ve vitrine sunduğu yeni muhabir ve yazar kadrosuyla. Renkli ve çeşitli haber içeriği ile sporseverlerin uğrak yeri olmuş. Deneyimli gazeteci arkadaşımız Erden Aktoğu’nun önderliğinde ve birkaç silahşor arkadaşının da yardımıyla spor dünyasının kalbinin attığı bir platform olmuş.
Türk sporuna ve spor medyamıza hayırlı olsun. Başarılar diliyorum.
Malum, içinde bulunduğumuz yıl, olimpiyat yılı. Hani 2020’den Korona belası ile ertelenen Tokyo Olimpiyatları…
Olimpiyat deyince tabii ki önce Türk Güreşi geliyor. Çünkü aslan payı her zaman güreşin olmuştur. Öyle ki, aldığımız toplam madalyaların % 70’i kadar madalyayı güreşten almışız. Bunun için ilk yazıya da güreşle başlamak istedim.
Modern Olimpiyatlar 1896’da Atina’daki Panathinaikos Stadyumu’nda başladı ancak Türkiye’nin olimpiyat macerası henüz 100’ünü doldurmadı.
Şimdiye kadar katıldığımız olimpiyatlarda toplam 39 altın, 25 gümüş ve 28 bronz madalya almışız. Ve bu madalyaların 29 altın, 18 gümüş ve 16 bronzu güreşten gelmiş.
Onun için ilk yazıyı da güreşe ayırdım.
Hani derler ya, “Türk gibi kuvvetli”… İşte bu sözü, Frenk diyarının beynine kazıyan Türklerdi onlar… Bazen Kırkpınar’da, bazen Avrupa, Dünya ve Olimpiyat arenalarında bazen de cihan pehlivanlarının boy ölçüştüğü platformlarda hep bu sözü söylettiler; “Türk gibi kuvvetli…”
Sizleri, 1948 Londra Olimpiyatları’na götürmek istiyorum; Türk güreşinin zirve yaptığı, takım halinde şampiyonluklar kazandığı yıllara…
Londra’daki bu olimpiyatlarda her zaman olduğu gibi Ata sporumuz güreşte en iddialı ülkeydik. Çünkü Avrupa, Dünya ve Olimpiyat minderlerinde tam anlamıyla bir Türk fırtınası esiyordu.
Hemen belirteyim; 1948 Londra Olimpiyatları’nda güreşin serbest ve grekoromen dalında tam 6 altın, 4 gümüş ve 2 de bronz madalya kazandık. Zaten atletizmdeki ilk bronz madalyamızı da bu olimpiyatlarda almıştık. Üç Adım Atlama’da atletimiz Ruhi Sarıalp bronz madalya kazanmıştı.
Ata sporumuzda ise o kadar mütevazı değildik; Koca Yusuf’ların, Kel Aliço’ların, Çolak Mümin’lerin ve Adalı Halil’lerin torunları, minderde de fırtına gibiydi…
İşte sözünü ettiğimiz bu olimpiyatlarda Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge ve Celal Atik finale kalan 6 Türk güreşçiden üçüydü. Finaller ise aynı salondaki üç minderde ve aynı anda başlayacaktı… Yani A, B ve C minderlerinde de Türk güreşçiler final yapacak ve altın madalya için savaşacaktı.
Aynı anda tuş yapmak için anlaştılar
Güreşin efsaneleri Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge ve Celal Atik anlaştılar. Neye anlaştılar? Her biri de aynı anda rakiplerini tuş yapacaklardı. Yani güreşçilerimiz galibiyetten o kadar emin ki, bir de bu galibiyeti aynı anda gerçekleştirmeyi düşünüyor.
Müsabakalar başlar ve üç minderde de güreşçilerimiz rakiplerinden öndedir ilk 3 dakika içinde… Zaten karşılaşma bu sonuçla bitse bile, güreşçilerimiz altın madalyalarını kazanacaktı…
Ancak yetmez…
Bu galibiyet bizi kesmez; tuş ile olmalı…
Ve güreşte ikinci 3 dakika başlar. Üç güreşçimiz de bu bölümde kafalarını çevirip birbirlerini keserler. Yani A minderinde Yaşar Doğu, B minderinde Gazanfer Bilge ve C minderindeki Celal Atik bir anlık göz göze gelirler.
Bu bakış, aslında “Ben tuşa hazırım” demektir… Ve üç güreşçimiz de aynı anda rakiplerini kaldırır ve hiç itiraza yer vermeyecek şekilde sırtlarını yere getirirler.
Ve üç minderdeki güreş de aşağı yukarı aynı anda TUŞ’la sonuçlanmıştır. Aslında bu durum, belki de dünya literatüründe bir İLK’tir. Yani bırakınız galip gelen güreşçilerin Türk oluşunu; üç minderde de aynı anda tuşun gerçekleştiği bir organizasyona dünya güreş tarihi şahit olmamıştır…
Önümüzde, Ata sporumuz güreş için çok ciddi bir sınav var: Kovid-19 nedeniyle 2021’e ertelenen Tokyo Olimpiyatları…
Hadi bakalım Minderin Arslanları… Önünüzde böyle bir 1948 Londra örneği var… Sizden aynı ayda tuş yapmasını beklemiyoruz; bu belki de aşırı bir beklenti olabilir… Rakiplerinizi yenin yeter…
Bayrağımızı gönderin en yüksek yerine çektirin… İstiklâl Marşı’mızı tüm dünyaya dinletin yeter…