Fransız yazar Victor Hugo'nın dünya klasikleri arasına girmiş olan ünlü romanı Sefilleri mutlaka duymuşsunuzdur. Eminim çoğunuz da okumuşsunuzdur. Roman özünde ilahi yazgının...
Fransız yazar Victor Hugo'nın dünya klasikleri arasına girmiş olan ünlü romanı Sefilleri mutlaka duymuşsunuzdur. Eminim çoğunuz da okumuşsunuzdur. Roman özünde ilahi yazgının uğursuz insanlar aracılığıyla bir toplumu nasıl lanetlediğini, cehaletin toplumu nasıl boğduğunu, cehaletten, sefalete uzanan bir yolda adaletsizlikleri, çürümüşlükleri, beceriksizlikleri anlatır. Kitabın sonunda insanların nasıl yanılgı içine düşebileceklerini, hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatır. Melek sandığınızın şeytan, canavar dediğinizin ise melek olduğunu görmek gibi... Euro 2020 bizim için başladığı gibi bitti. Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını gördük. Eyyamcıların ve cehalet denizinde yüzenlerin verdiği gazla futbol milli takımımız daha maçlar başlamadan final koltuğuna oturtuldu. Birbirinden güzel reklamalara konu edilen milli duygularımızla bizim de umudumuz tavan yaptı. Hatta o kadar ileri gidildi ki, şampiyonluk şarkıları bile besteletildi, İtalya'nın şarkısı kıskanılarak. Keşke oynadıkları futbolu kıskansaydık. Daha çoğumuz covid aşısı olmadan, zafer aşısı, şampiyonluk aşısını vurulduk. Ümitlerimiz kat, kat arttı. Hüsrana uğrayınca da dediler ki, onlar değil miydi Fransa yenip, bir de Paris'de berabere kalan, onlar değil miydi Dünya Kupası şampiyonuna sahayı dar eden. O değil miydi? Milli takımı dünya 3.sü yapan? Ben söyleyeyim; Hayır onlar değildi. Fransa maçlarında Uğurcan, Çağlar, Umut, Mert, Okay, Hakan ve Halil yoktu. Yusuf 5 dakika, Ozan 10 dakika forma giyebilmişti Fransa zaferinde...Bir takımın dinamiği ile bu kadar çok oynayıp rotasyon yapıcam dersen, işte bu çıkıyor ortaya...Mesele oyuncularımızın yetersizliği değil, hepsi kendini ispatlamış, çoğu Avrupa Liglerinde oynuyor... Euro 2020'ye ne kadar hazırlandık asıl soru bu? 26 kişilik kadromuzda Süper Lig'de oynayan 10, yurt dışınnda forma giyen 16 kişi var. Bu oyuncular kaç kez bir araya geldi. Elemelerdeki kadro değişmiş, yeni oyuncular eklenmiş. Bu oyuncular, ne kadar birbirlerinin futbolunu tanıyor. Süper Ligi 21 takım yaparsan, ligi geç bitirirsen olacağı bu işte. 11 Haziran'da İtalya maçımız var. Bizim ligimiz 15 Mayıs'ta bitiyor. Bir ay bile hazırlanamadık... Ligi 21 takım yapanlar, hatta 22 olsun diyenler, kına yakın...
Eleme maçlarını bir hatırlayalım, aklımız Fransa maçında takılı kalınca, bazı şeyleri geç hatırlıyoruz. Fransa, Fransa maçı diyip duranlar iyi dinleyin... Biz değil miydik? Fransa zaferinden sadece üç gün sonra İzlanda'ya yenilen. Andorra maçını hatırlayalım, 89.dakikada Ozan'ın golü olmasaydı?, ya da Cenk Tosun'un 90.dakikada attığı golle Arnavutluk'u yenemeseydik? Ne olurdu biliyor musunuz? Bizim yerimize Euro 2020'ye İzlanda giderdi. Ucundan kıyısından dönüp gittiğimiz finallerden görüp, göreceğimiz rahmette bu kadar olur işte. Elemelerden sonra Uluslar Liginde 6 maçta sadece Rusya'yı yenebildik. Özel maçlara ne demeli? 3-3'lük Almanya ve Hırvatistan maçları da mı sinyal vermedi. Hollanda'yı devirdik diye gül takıp oynayanlar, 3-3'lük Letonya maçını ne çabuk da unutuverdi. Futbolcular günah keçisi ilan edildi. Sanki mükemmel top oynuyorduk da finallerde mi balonumuz söndü? Romanı okumayanınız varsa, okusun, Türk futbolunun içler acısı haliyle çok ortak nokta bulacak eminim. Kitabı bitirince şu soruyu sorun romandaki Jean Valjean, burada aslında kim? Cehalet denizinde milleti boğmaya çalışanlar kimler?
Futbolda üzülürken, hatta kahrolurken, voleyboldan iki sevindirici başarı geldi. Erkek voleybol milli takımımız üst üste ikinci kez Avrupa Altın Ligini kazandı. Ancak hemen şunu hatırlatayım, biz Avrupa Şampiyonu olmadık. Sadece Altın Ligi kazandık. Altın Lig ne mi? Milletler Liginde olmayan ülkeler, kendi kıtalarının Altın Liginde mücadele ediyor. Bir de Gümüş Lig var. Hollanda, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, Rusya, Sırbistan, Bulgaristan ve Slovenya, Milletler Liginde olduğu için Avrupa Altın Liginde değildiler. Çok sevdiğim ve inanılmaz saygı duyduğum Nedim Özbey hocamızın ki, elde edilen başarıda büyük payı vardır ve her bir oyuncumuzun başarısını asla küçümsemiyorum. Ancak 'Türkiye Avrupa Şampiyonu' oldu şeklindeki haberler yapan cehalet denizinde yüzen eyyamcılar nedeniyle bu kısa bilgiyi verme gereği duydum.
Mesela kadın voleybol milli takımımız Milletler liginde olduğu için Avrupa Kadınlar Altın Liginde oynamadı. Meraklısı için söyleyeyim, Avrupa Kadınlar Altın Ligini Bulgaristan Kazandı.
Erkeklerde Türkiye ve Ukrayna, Kadınlarda ise Bulgaristan ve Hırvatistan, muhtemelen Temmuz ayında Millet Ligine yükselebilmek için diğer kıta birincileri ile Challenger Cup adı verilen bir organizasyonda bir araya gelecek. Türkiye 2019'da Altın Ligi kazandıktan sonra, Slovenya'da Mısır, Küba ve Şili ile mücadele etmiş ancak Slovenya birinci olarak Milletler Ligi yükselmişti. Biz o turnuva 4.olmuştuk. İnşallah bu yıl erkek milli takımımız da Milletler Ligine yükselme başarısını gösterecektir.
Kadın voleybol milli takımımız 11 galibiyet alarak ilk dörde girdi ve 2018 ile 2019'daki başarısını devam ettirdi. Çok güzel maçlar çıkarttı. 2018'de final oynamış, 2019'da ise dördüncü olmuştuk. Ancak hemen şunu da hatırlatalım, Temmuz ayında Olimpiyat maçları var. Bu nedenle Sırbistan ki, bizim belalımız ve İtalya asıl takımı ile Milletler Ligine katılmadı. Ayrıca Olimpiyatların en kuvvetli adayı Çin, 8 maçının 5'ini kaybettikten sonra ki bize de 3-0 yenildiler, asıl takımını getirdi ve 7'de 7 yaptı. Yenilgisiz Birleşik Devletleri ve ikinci sıradaki Brezilya'yı kalbura çevirdiler ve bizimle aynı puanla Milletler Ligini tamamladılar. Biz Çin'i (B takımını) yendiğimiz için Final Four'a kaldık. Filenin Sultanlarının başarısını küçümsemiyorum ama gerçekleri de hasır altı edemeyiz. Gerçekleri bilerek sevinelim. Biz gazetecilerin görevi gerçekleri sunmaktır, gerçekleri değiştirerek ya da gizleyerek haberi vermek değildir... Temmuz'da Olimpiyat voleybol var. Ağustos ayında ise Avrupa Voleybol Şampiyonası var. Milletler Ligi, Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonası 3 ayda 3 büyük organizasyon.... Bir takım için bir sezonda bu kadar çok hedef konmaz. Bakın Sırbistan'a 'Olimpiyat benim için önemli' dedi. Milletler Ligine genç takımını yolladı. Biz Olimpiyata oynayarak hazırlanmayı tercih ettik. Hocanın fikrine saygı duymak lazım. Ama sporcularda insan... Üst üste 3 tane büyük organizasyon ve üçünde de madalya...!... Lig bitti. Milli maçlar başladı. Yeni sezon başlayana kadar da devam edecek. Bırakın sporcular az nefes alsınlar.
Elbette biz zoru severiz. İyi takım olduğumuz için iyi takımlara karşı ona göre oynuyoruz. Dezavantajlarıdan ziyade avantajlara sahibiz. 2017'de üçüncü, 2019'da ise Avrupa ikincisi olmuştuk. Neden yine finalde olmayalım? Her ne olursa olsun gurur duyduğumuz bir kadın voleybol takımına sahip olmak, gurur duyduğumuz bir erkek voleybol takımına sahip olmak gerçekten ayrıcalık. Bu tür üst düzey uluslar arası organizasyonların içerisinde olmanın ülke sporu, ülke voleybolu ve ülke tanıtımı için son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Sonuç ne olursa olsun, mutlaka adımız yer almalı.
Son olarak; ne sonuç alırlarsa alsınlar, göğüsünde ay yıldız taşıyan sporculara destek olmalı, onları alkışlamalıyız. Eğer kondüsyonları ya da kazanma arzuları yeterli değilse teknik ekip tarafından yerlerine başka oyuncular çağrılır. Bizim görevimizin sahaya çıkan her evladımızı alkışlamak olmalıdır. Tabi teknik ekibi kim değiştirecek? ya da Teknik ekibi değiştirecekleri kim değiştireccek? asıl sorulması gereken soru! Yoksa kahramanımız Jean Valjean mı?