Haber Detayı
2021-02-24 10:23
Futbolda devrim

Keşke…

Türk futbolunun; içinden bir türlü çıkamadığı kaosa karşı ağzımızdan dökülen tek ke...

Futbolda devrim

Keşke…

Türk futbolunun; içinden bir türlü çıkamadığı kaosa karşı ağzımızdan dökülen tek kelime, koca bir ‘keşke’…

Belki günün birinde, bu girdabımsı karmaşanın tam merkezinde bir devrim olur ise, işte o gün keşkeler yerini ‘iyi ki’lere bırakacaktır. Belki de Türk futbolunu kurtaracak bu devrimin elimizden tutmasını beklemek yerine, biz taraftarlar, yöneticiler ve tüm futbol insanları olarak gerçek bir adım atmalıyız.

Özellikle pandemi sürecinde, oldukça büyük maddi ve manevi zararlara uğrayan ve gün geçtikçe kan kaybeden Türk futbolunun yaralarını sarmak yerine, bazı yetersiz yöneticilerin, bir takım karşılaşma katili hakemlerin, paragöz bahis patronlarının, gayretsiz futbolcuların, öfkeli taraftarların bu kanayan yaraya tuz basması, ne derece mantıklıdır çok merak ediyorum. Hala çok geç değil; suçluların bizler olduğunu kabul etmek ve bir an önce Türk futbolunu sağlığına kavuşturmak için geç değil.

Öyle bir havaya girildi ki; herkes “sadece ve sadece benim takımım” mottosundan ileriye gidemez oldu. Halbuki gerektiğinde; yöneticisiyle, teknik heyetiyle, futbolcusuyla ve biz taraftarlarıyla, yanlışlığa/haksızlığa uğrayan kim ya da hangi takım olursa olsun, hep birlikte bu haksızlığa karşı çıkıp, mağdurun hakkını savunmakla birlikte, Türk futbolunun daha fazla dibe çekilmemesi için dimdik bir duruş sergilemeliyiz. Artık herkesin; hak, hukuk, adalet duygusuyla elini vicdanına ya da bizi sürekli dibe çeken bu büyük taşın altına elini koyup, Türk futbolunu profesyonelliğe doğru iteklemesi gerekmektedir.

Dünyanın birçok ülkesinde ses getiren, Türk futbolu açısından da büyük önem taşıyan karşılaşmaların/derbilerin sonucunda, yöneticisinden teknik heyetine, futbolcusundan taraftarına, adeta bir savaş ortamı hüküm sürmektedir. Kısacası mücadelenin sahada bitmediğini, müsabaka sonucunda bir savaş haline dönüştürüldüğünü ve bu savaşın haftalarca hatta aylarca sürdüğünü rahatlıkla gözlemleyebilmekteyiz. Bazı büyük süper lig takımlarının yöneticileri ve teknik direktörleri, çoğu karşılaşmanın sonucunda, üzülerek söylüyorum ki; kendi kulüplerinin çıkarları uğruna, rakip gördükleri kulüplerin haklarına, yöneticilerine, hatta taraftarlarına bile çok çirkin sözlü saldırılarda bulunabilmekteler. Bununla da bitmiyor; yine bazı büyük Türk futbol kulüplerinin futbolcuları, aynı çirkinliğe Twitter yolu ile katkıda bulunmaktan geri kalmıyorlar. Maalesef ki yine bitmiyor ve bu sefer de devreye biz taraftarlar giriyoruz; kışkırtılan taraftarlar sözlü ya da yazılı olarak, hem sosyal medyada hem de günlük hayatlarında bu ateşe ortak olmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Keşke böyle olmasa…

Futbol maçlarını yöneten hakemlerimize de bir çift sözüm var; her takım sahaya kazanmak için çıkar ve siz hakemler olarak, alın terinin, emeklerin, umutların hüküm sürdüğü o yeşil sahalarda, birer ‘hak’ savunucularısınız. Bu yüzdendir ki; hiçbir şekilde en ufak hataya izin vermemelisiniz. Nitekim insanız ve hatalar yapabiliriz fakat verilen hatalı kararlar, bir takım rakip kulüplere ayrıcalık sağlayacak nitelikdeyse, biz buna artık ‘hata’ değil, halk diliyle maalesef ki ‘art niyet’ deriz. Keşke demesek…

Diğer bir sözüm de futbol yorumcularına; sizler de her taraftar gibi takım tutabilir, gönlünüzce tutmakta olduğunuz takımları destekleyebilirsiniz fakat medyada görünen yüzler ve duyulan sesler olarak, sizlerden tek ricam objektif olunuz. Sizin cümlelerinizi ve yaptığınız yorumları fazlasıyla dikkate alan, hatta bulunduğu ortamdaki futbol tartışmalarında kullanmış olduğunuz söylemleri dile getiren binlerce izleyiciniz var. Bu yüzden ayrıştırıcı/kutuplaştırıcı diyaloglardan ziyade, birleştirici ve adaletli konuşmalar yapmanızda fayda vardır. ‘İyi ki’ diyebileceğimiz günlerde sizlerin de payı olmalı…

Başta Türkiye Futbol Federasyonu olmak üzere; kulüpler birliğini, kulüp yöneticilerini, teknik heyetleri, taraftarlarımızı ve futbolcularımızı sevgi diline davet ediyorum. Gerçekleri saptırmadan, ‘bencillik etmeden’ ve doğru bir telaffuz ile yola devam etmeleri oldukça önem arz etmektedir. Özellikle bu zorlu pandemi sürecinde kullanacağımız sevgi dilinin, Türk futbolunu taşıyacağı yeri gördüğünüzde, ‘keşke’ yerine ‘iyi ki’ diyebileceğimiz gün olacaktır.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere.

Hoşçakalın…

Etiketler: futbol, sporvitrini.com, Namık Kemal Aydın, spor